Esenyurt Sarışın Escort

Esenyurt Escort Elif, 26 yaşında, Esenyurt’un hareketli sokaklarında parlayan bir sarışındı. Platin sarısı saçları, omuzlarından beline bir altın çağlayan gibi akıyor, her tel loş ışıkta pırıldıyordu. Safir mavisi gözleri, hem kırılgan bir masumiyet hem de cüretkâr bir tutku taşıyordu; bakışları, karşısındakini hem büyülüyor hem de meydan okuyordu. Pürüzsüz, fildişi teni, Esenyurt’un kaotik gecelerinde bir ışık gibi öne çıkıyordu. Göğüsleri, dolgun ve diri, dar kırmızı bir elbisenin kumaşını nazikçe geriyordu. İnce beli, kalçalarına doğru genişliyor, uzun bacakları derin yırtmaçlı elbisenin içinde zarifçe uzanıyordu. Esenyurt’ta sarışın escort olarak çalışıyordu, ama bu onun için sadece bir meslek değil, arzularını özgürce ifade ettiği bir sahneydi.
Esenyurt Escort Elif, Esenyurt’un orta halli bir apartmanında, küçük ama şık bir dairede yaşıyordu. Loş lambalar, kadife perdeler ve yumuşak bir koltuk, onun sığınağıydı. Bir akşam, yeni müşterisi Kaan ile buluşacaktı. Kaan, 34 yaşında, esmer, keskin bakışlı, iş hayatının yorgunluğunu omuzlarında taşıyan bir adamdı. Esenyurt’un gürültüsünden kaçmak isteyen Kaan, Elif’in ilanını görmüş, sarışın cazibesinden etkilenmişti. Elif, buluşma öncesi aynada kendini süzdü; kırmızı elbise, kalçalarını sarıyor, dantel külotun ipi uyluklarında gizlice dans ediyordu. Bu gece özel olacak, diye düşündü, kalbi hızlandı, ama bu sadece iş değil, bir bağ kurma umuduydu.
Kapı zili çaldı. Elif, topuklu ayakkabılarının tıkırtısıyla kapıya yürüdü, yırtmaç her adımda uyluğunu açığa vuruyordu. Kapıyı açtı; Kaan, siyah gömlek ve kot pantolon içinde, elinde bir buket beyaz gülle duruyordu. “Merhaba, Elif,” dedi, sesi derin, gözlerinde bir tebessüm. “Hoş geldin, Kaan,” dedi Elif, gülümseyerek, kokusu – lavanta ve hafif vanilya – havaya yayıldı. Gülleri aldı, “Ne kadar ince düşüncelisin,” dedi, sesi ipeksi, Kaan’ı içeri davet etti, koltuğa oturttu.
Elif, iki kadeh kırmızı şarap doldururken, “Esenyurt’a sık gelir misin?” diye sordu, sesi bal gibi, gözleri Kaan’ın dudaklarında gezindi. Kaan, gülümsedi; “İlk kez, ama senin için,” dedi, sesi yorgun ama samimi. Elif, koltuğun kenarına oturdu, uyluğu Kaan’inkine değdi, sıcaklık tenine yayıldı. “Biliyor musun, seni gördüğüm an… içim ısındı,” dedi Elif, sesi alçak, elbisenin askısı omzundan kaydı, dantel sutyenin gölgeleri göründü. Kaan, yutkundu; “Elif, sen… başka bir dünyasın,” dedi, gözleri Elif’in göğüslerine kaydı, hemen kaçırdı. Elif, onun utangaçlığını hissetti; Seni rahatlatacağım, diye düşündü, bu bir oyun değil, bir anı paylaşma çabasıydı.
“Rahatla, Kaan,” dedi Elif, sesi ipeksi, parmakları Kaan’ın gömleğinin düğmelerine kaydı, birini çözdü, göğsünün kaslı hatları açığa çıktı. Kaan, “Elif, bu… çok hızlı,” dedi, ama nefesi hızlanmıştı. Elif, gülümsedi; “Hızlı mı? Sadece seni hissetmek istiyorum,” dedi, dudakları Kaan’ın kulağına yaklaştı, sıcak nefesi boynuna çarptı. Seni istiyorum, ama bu sadece fiziksel değil, diye düşündü, zihni duygusal bir dalgayla doluydu. Ayağa kalktı, elbisesi kalçalarında dans ediyordu, yırtmaç uyluğunu tamamen açığa çıkardı, dantel külotun ipi parlıyordu. “Kaan, bu geceyi unutulmaz yapalım,” dedi, sesi yaramaz, elbisesini yavaşça sıyırdı, dantel sutyen göründü, göğüsleri kabarık, uçları kumaşın altında sertleşmişti.
Kaan, dondu; “Elif, sen… inanılmazsın,” dedi, sesi çatallı, koltukta kıpırdandı. Elif, Kaan’ın yanına oturdu, bacakları Kaan’inkilere dolandı, kalçaları uyluklarına sürtündü. “Seni hissetmek istiyorum,” dedi, sesi nefes nefese, elini Kaan’ın pantolonuna kaydırdı, fermuarın üstüne bastırdı, penisinin sertliğini hissetti, nabız gibi atıyordu. Fermuarı indirdi, boxer’ı sıyırdı; penis karşısındaydı, sıcak, kalın, damarlı, ucunda bir damla nem parlıyordu. “Kaan, bu… sadece bizim için,” dedi Elif, sesi ipeksi, parmaklarını penise kaydırdı, yavaşça, her damarı hissetti, sıcaklık avucuna yayıldı. “Böyle mi hoşuna gidiyor?” dedi, gözleri Kaan’ın gözlerinde, parmakları ritmik bir dansla hareket etti, ucunda oyaladı, nemi dağıttı. Kaan, inledi; “Elif, sen… çıldıracağım,” dedi, elleri koltuğun kenarını sıktı. Seni uçuruyorum, diye düşündü Elif, ama bu sadece fiziksel bir zafer değildi; Kaan’ın gözlerindeki bağ, onu da etkiliyordu.
Elif, diz çöktü; dudaklarını penise yaklaştırdı, önce narin, dudaklarının kenarıyla dokundu, sıcaklığı hissetti, tuzlu tat damağına yayıldı. Dilini uzattı, yavaşça ucunda gezindi, damlayı tattı, her kıvrımı keşfetti. “Kaan, seni böyle tatmak… bağımlılık yapıyor,” dedi, sesi boğuk, dudakları penisi sardı, sıcaklık ve ıslaklık Kaan’ı titretti. Dilini ustalıkla kullandı; ritmik, vahşi, ucunda oyaladı, sonra hızlandı, boğazına kadar aldı, penis ağzında nabız gibi atıyordu. Kaan’ın inlemeleri odayı doldurdu, elleri Elif’in saçlarına dolandı, parmakları bukleleri sıktı. Seni bu hale getirmek… benim zaferim, diye düşündü Elif, gözleri Kaan’a kilitli.
Ama Elif durmadı; Kaan’ı daha fazla istedi. Ayağa kalktı, elbisesini tamamen sıyırdı, dantel külot yere düştü, kalçaları açığa çıktı, teni loş ışıkta parlıyordu. “Kaan, hadi… beni hisset,” dedi, sesi nefes nefese, Kaan’ın koltuğuna oturdu, kalçaları uyluklarına sürtündü, penisini eline aldı, sıcak, kaygan, teninde kaydı. “Beni böyle mi istiyorsun?” dedi, sesi ipeksi, kalçalarını ritmik bir dansla hareket ettirdi, penis teninde gezindi, sıcaklık içime yayıldı. Kaan, “Elif, lütfen…” dedi, sesi yalvarır gibi, elleri Elif’in beline dolandı, parmakları tenine battı.
Elif, penisi yavaşça içine aldı; sıcaklık, sıkılık, her santimi hissetti, nefesi kesildi. “Kaan, sen… inanılmazsın,” dedi, sesi boğuk, kalçalarını ritmik bir şekilde hareket ettirdi, her hareket Kaan’ı daha da yükseltti. Kaan’ın inlemeleri, Elif’in nefeslerine karışıyordu; yatak odasına geçtiler, saten çarşafların üstünde dansları devam etti. Elif, Kaan’ın üstünde, kalçaları ritmik, göğüsleri Kaan’ın göğsüne değiyor, uçları sert, teni alev alevdi. “Kaan, hadi… bırak kendini,” dedi, sesi yaramaz, Kaan’ın spermleri, sıcak ve yoğun bir akıntı gibi içine fışkırdı, her damlayı hissetti, bedeni titredi, nefesi kesildi.
Doruktan sonra, Elif, Kaan’ın göğsüne yattı; “Bu… sadece bir gece değil, değil mi?” dedi, sesi titrek, gözleri Kaan’ın gözlerinde. Kaan, gülümsedi; “Elif, seni unutamam,” dedi, parmakları Elif’in saçlarında gezindi. Elif, Seni seviyorum demeyeceğim, ama bu bağ… gerçek, diye düşündü, teni hâlâ Kaan’ın sıcaklığını taşıyordu.